Bu yazımızda, İslami inanışa göre kalamarın haram olup olmadığı konusunu inceleyeceğiz.

Kâinatın serveri Hz. Muhammed Mustafa'dan (Sallallahu aleyhi ve sellem) sonra, İslam dininin açıklayıcıları olan Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ve pak Ehlibeyti (Aleyhisselam), denizden çıkan bütün canlıların yenilmesinin caiz olmadığını ve bazı balık türlerinin yenilmesinin haram olduğunu açıklamışlardır. Balıkların hangilerinin haram ve helal olduklarını anlamak için de genel bir ilke olarak, pullu balıkların helal, pulsuz olanların ise haram olduklarını söylemişlerdir. Günümüzde, pullu balıkların üzerlerindeki pulların, balıkların her türlü zararlı madde ve ışınlardan korunmalarını sağladığı ispatlanmıştır. Pullu balıklarda bulunan pullar, meyvelerde bulunan kabuğa benzetilebilir. Meyvenin kabukları da meyveleri her türlü zararlı madde ve ışınlardan korur.

Kısacası, Ehl-i Beyt'e (Aleyhisselam) göre, suda yaşayan canlı türlerinin yenilmesi için iki şart bulunur. Bunlardan birincisi, canlı türünün görünüm olarak balığa benzemesi; ikinci şart ise bedeninin pullarla kaplı olmasıdır. Eğer balığın avlanması sırasında pulları dökülmüşse veya pulları gözle görülemeyecek kadar küçükse bu da helaldir. Önemli olan balığın pullu olmasıdır. Bundan dolayı suda yaşayan, ama görüntü olarak balığa benzemeyen canlıların yenilmesi haramdır. Buna göre; ahtapot, kalamar, yengeç, timsah, kurbağa, midye, kaplumbağa, ıstakoz, denizyıldızı ve denizanası yenilmesi haramdır. Ayrıca, görüntü olarak balık görünümünde olmasına rağmen pullu değilse onun da yenilmesi haramdır. Mesela: köpekbalığı, yayın balığı ve yunus balığı gibi.